Bu yazıyı yeni sitem www.gezmekguzelsey.com dan da okuyabilirsiniz :)
Trabzon konumu nedeniyle diğer bölgelere uzak bir şehir. Hafta sonu bir gezi yapmak isteseniz bile gidilecek yerler çok kısıtlı. Yine de gitmediğim birçok yeri vardır eminim. Bu yerlerden bazıları Limni Gölü, Mençuna ve Ağaran Şelaleleri'ydi. Bunun için de plan yapmak lazımdı tabi. Tokat'taki arkadaşım Özgün'e yapmak istediklerimden bahsettim ve davet ettim. Cumartesi gününü güney tarafına( Sümela, Limni Gölü, Karaca Mağarası), Pazar gününü ise Rize tarafına (Mençuna, Ağaran şelaleleri) ayırmayı düşündüm. Bu blogda Cumartesi gününden bahsedeceğim.
Böyle gezilerde zaman kaybını çok seven bir insan değilim. Kısa zamanda çok yer gezmeye çalışıyorum. Bu sebeple Özgün'e otobüsten
Ayasofya Camii'nde inmesini söyledim. Böylece hem zaman kaybetmeden geziye başlayacaktık hem de kahvaltıyı orada yapıp aradan çıkaracaktık.
Sabah saatlerinde ben, Ahmedov ve Özgün Ayasofya'da buluştuk. Ayasofya, Kral I. Manuel tarafından 1250-1260 yılları arasında manastır kilisesi olarak yapılmış. Osmanlıların eline geçmesinden sonra 1670 yılından itibaren camii olarak kullanılmış 1964 yılından 2013 yılına kadar müze olarak faaliyet göstermiş.2013 ten sonra tekrar camii olarak ibadete açıldı. Camii ve müze halini gören biri olarak ikisi arasındaki fark sadece giriş ücretinin kaldırılması :)
|
Ayasofya Camii |
Orta bölüm hariç yan kısımlar turistler için ziyarete açık. Çevresindeki yeşillik alan ve deniz manzarası da gezenler için güzel bir görüntü oluşturuyor. Biz de ziyarete açık kısımları gezdikten sonra Ayasofya etrafındaki turumuzu tamamlayıp yan tarafındaki
Müze Çay Bahçesi'ne geçtik.